“B-b-b-ben de g-g-g-gelmek istiyorum.”

    Çocuklar bazen yaşından beklenildiği düzeyde dil ve konuşma becerisine sahip olmayabilir. Ağızdan çıkan cümlenin içeriğinden daha fazla söylenme tarzına dikkatin çekilmesi dediğimiz “sesletim bozuklukları”, konuşma ritmi ve hızı ile ilgili problemleri içeren “akıcılık sorunları”, sesin perde, şiddet ya da kalitesinden birinin ya da birkaçının, konuşan kişinin ne söylediğinden daha fazla dikkat çektiği bozukluk olan “ses bozuklukları”, “afazi” dediğimiz nörolojik kaynaklı dil ve konuşma bozuklukları, “yutma bozuklukları” ve konuşma kaslarında nörolojik kaynaklı görülen güçsüzlük, zayıflık olarak tanımlayabildiğimiz “motor konuşma bozuklukları” çocuklarda karşılaştığımız dil ve konuşma bozukluklarıdır.

    Sevgili anne-babalar; çocuğunuzun dil ve konuşma ile ilgili bir problemi olduğunu düşünüyorsanız, öncelikli olarak bir hekim değerlendirmesi yaptırmalısınız. Değerlendirme sonucunda çocuğunuzun dil ve konuşma ile ilgili tıbbi bir bozukluğa sahip olmadığının netleştirilmesi üzerine dil ve konuşma terapisi ile tedavi sürecini başlatmalısınız. Terapiye isteksiz gelme, terapide verilen ödevlerin yerine getirilmemesi, terapi ile birlikte davranış problemlerinin ortaya çıkması v.b. gibi olası bir direnç durumu ile karşılaşmanız halinde çocuklarla çalışan uzman bir psikolog desteği almanız süreçte karşılaştığınız zorlukların önüne geçmenizi sağlayacaktır.