ÇOCUKLAR NEDEN PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR SERGİLER?

             Sevgili anne babalar; öncelikle sizlere içten bir “Merhaba” diyor, bu bültenimizde çocuk eğitiminde üzerinde önemle durulması gereken konulardan biri olan “Problemli Davranış Sergileyen Çocuklar” hakkında duracağımızın bilgisini vermek istiyorum.

            Çocuklarımız bazı dönemlerde, gerek evde anne-baba ve kardeşlerine gerek okulda arkadaşlarına karşı bazı problemli davranışlar sergilerler. Örneğin ortada hiçbir sebep yokken arkadaşının elindeki oyuncağını zorla çekiştirip aldığına rastlarız çocuğumuzun, ya da istediği şeyi yapmayan annesini tekmelediğine şahit oluruz. Bazen bu problemli davranışların devamında bitmez tükenmez ağlamalar gelir ya da öfke krizleri baş gösterir.

            Sevgili anne-babalar; problemli davranışlar görünüşte her ne kadar tatlı olmasa da biz ruh sağlığı uzmanlarının önemsediği bir durum olmaktadır. Problemli davranış sergileyen çocuklar anne-babalarına aslında şunu söylemek istemektedir: “Anne-baba benim bir sorunum var. Ben kendimi nasıl ifade edeceğimi bilmiyorum. Sahip olduğum duyguyu size anlatamıyorum. Bu da benim içimde ayrı bir kriz yaratıyor. Lütfen bana yol gösterin. Beni yargılamayın. Bana kızmayın. Beni anlayın. Bana doğruyu gösterin. Belki siz doğruyu gösterdiğinizde hemen kendimi düzeltemeyeceğim ama sizin de desteğiniz ile zamanla düzeleceğim. Bana inanın.”

            Bireyin yaşı ne olursa olsun, sahip olduğu duyguyu ifade edebilmesi çok kıymetlidir. Bireylerin öfkelendiğinde “Senin bu davranışın beni kızdırıyor.” diyebilmesi, neşeli bir durum yaşadığında “İyi ki varsın. Beni ne kadar mutlu ettin.” diyebilmesi, şaşırdığında “Aman Allah’ım! Yapmış olduğun bu şey karşısında büyülendim.” diyebilmesi, korktuğunda “Hayır, şu an bu istediğini yapamam. Buna cesaretim yok.” diyebilmesi ve tiksindiği bir anda “Uff! Bu koku da nedir böyle? Çok mide bulandırıcı.” diyebilmesi ayrı bir beceri ve özgüven gerektirmektedir. Bazı yetişkin bireyler bile bunları başaramazken küçücük çocuklardan duygularını ifade edebilmelerini beklemek gerçekle uyuşmamaktadır.

            Sevgili anne-babalar zamanında ifade edilemeyen duygular bireyin hem iç dünyasında birike birike bir yük oluşturur hem de zamanında ifade edilmedikleri için ne ile neden karşılaşıldığının anlamlandıramamasına neden olur. Vücut hem biriken bu duygu yüklerinden kurtulmak istediğinde hem de iç dünyada yaşanan gerginliği boşaltmak istediğinde istemediğimiz davranışlar sergilenmeye başlar.

            Sevgili anne-babalar, problemli davranışlar sergileyen çocuğunuzla nasıl baş edebileceğinizi dilerseniz örnek bir olay üzerinden sizlere izah edeyim:

            “Evinizdeki koltukları karalayarak zarar vermek isteyen bir kızınız var. Anne olarak buna müsaade etmediniz. Sizin tarafınızdan engellenme ile karşılaşan çocuğunuz bağırarak ve ağlayarak sizi tekmelemeye başladı.”  

  • Öncelikle çocuğunuzun duygusunu anlamaya çalışmalısınız.

Kızım koltukları karalamana müsaade etmediğim için bana kızdığını görüyorum. Galiba bana öfkelendin.

  • Yapmasını istemediğiniz davranış yerine alternatif başka bir davranışı yapmasını çocuğunuza önerin.

Kızım, bu koltukları karalamana müsaade edemem. Ama eğer istersen karalaman için odandaki duvara yapıştırdığımız kağıdı karalayabilirsin.

  • Çocuğunuz koltukları karalamaya hâlâ devam ediyorsa; ona seçenek sunun ve ondan seçim yapmasını ve yaptığı seçimin sorumluluğunu almasını isteyin.

Kızım şimdi sana iki seçenek sunuyorum. Koltukları karalamaya devam edersen çok sevdiğin elbisenle vedalaşman gerekecek. Çünkü onu çöpe atacağım. Eğer koltukları karalamak yerine odandaki duvara asılı kağıdı boyamayı tercih edersen, dolapta sevdiğin kurabiyelerden bir tanesini yemeyi tercih etmiş olacaksın. Şimdi düşün ve nasıl davranmak istediğine karar ver.

  • Çocuğunuz odasının duvarındaki kağıdı boyamayı tercih etmişse;

“Gördüğüm kadarıyla odanın duvarındaki kağıdı boyamayı tercih ettin. Aferin benim kızıma. Şimdi sana sevdiğin kurabiyeden bir tane getireceğim.” demelisiniz.

  • Çocuğunuz koltuğu karalamaya devam ediyorsa; 

“Kızım gördüğüm kadarıyla koltuğu karalamayı tercih ettin. Şimdi sana söylediğim gibi, o çok sevdiğin elbiseyi çöpe atmaya gidiyorum. Sen tercih ettin. Sen karar verdin.” demelisiniz.

Okul ortamlarında karşılaşılan problemli davranışlarda; öğretmenin hem problemli davranış sergileyen çocuğun ailesi ile hem de mağdur olan çocuğun ailesi ile görüşüp karşılıklı anlayış ve işbirliği içerinde süreci yönetmesi gerekmektedir.

            Sevgili anne-babalar; problemli davranışların sönmesi bazen uzun bir süreç alabilmektedir. Böyle anlarda ebeveynlere bir çocukla muhatap olduklarını unutmamalarını, her zaman sabırlı davranmalarını ve çocuklarına bol bol sarılmalarını ve onlara “Seni çok seviyorum. Sen benim için çok kıymetlisin.” demelerini tavsiye ederim. Bütün bunlara rağmen aşılamayan problemlerde; bir psikolog desteği almak ve gerekiyorsa oyun terapisi sürecini başlatmak yerinde bir karar olabilir.

            Sevgili anne-babalar; bültenimiz burada sona eriyor.

            Hepinize içten bir sevgiyle hoşçakalın diyorum.